Acai üzümü üzerinde yapılan araştırmalar, 2000’li yıllardan bu yana devam ediyor ve bu meyve, dondurma, yoğurt, çay, tatlılar, sakız ve şeker üzere pek çok besin eserinde sıklıkla kullanılıyor.
İçeriğinde barındırdığı vitaminler, güçlü antioksidanlar, omega yağ asitleri, fitosteroller, amino asitler, kalsiyum, potasyum, demir ve fosfor üzere sıhhate yararlı birçok bileşik sayesinde acai üzümü, yüksek lif oranıyla da bağırsak sıhhatine katkı sağlıyor.
Yaşlanma aksisi özellikleri ile ön plana çıkan acai üzümü, hafızayı ve konsantrasyonu güçlendirme özelliğine de sahip. Ayrıyeten, bedendeki toksik unsurların süratli bir formda atılmasına yardımcı olan bu meyve, cinsel gücü dengelemesiyle de biliniyor.
Florida Üniversitesi’nin 2007 yılında gerçekleştirdiği bir araştırma, acai üzümünün lösemi hücrelerine karşı tesirli olduğunu ve bu kanser hücrelerini yüzde 35 ile yüzde 86 oranında öldürebildiğini ortaya koydu. Bu çarpıcı bulgular, acai üzümünün kanser tedavisinde umut verici bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.
Dünyanın bilinen en yüksek antioksidan kaynağı olarak tanınan acai üzümü, özgür radikalleri emme konusunda da yaban mersininden iki kat daha tesirli bir performans sergiliyor. Bu özelliğiyle acai üzümü, birçok hastalığın önlenmesinde kıymetli bir rol oynuyor.